0-506-976-47-94

Sosyal Medyada Biz}

İş Güvenliği

İŞ GÜVENLİĞİ

Devletin kanun, tüzük ve ya yetkili makamların yönetmelikler çıkartmak suretiyle; işçilerin yanı sıra, işverenlerin, işyerindeki tüm personelin fiziki ya da çevresel etkenlere bağlı olarak karşılaşabilecekleri her türlü sağlık sorununu ve meslekli riskleri ortadan kaldırmak amacıyla düzenlediği incelemeler ve uygulamalar bütününe İş Sağlığı ve Güvenliği denilmektedir. Çalışanların fiziki bütünlüklerini ve sağlıklarını korumak, başta 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olmak üzere, 4857 sayılı İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Türk Tabipleri Birliği Kanunu vb. birçok kanun ve ilgili makamlar tarafından düzenlenen yönetmelik ve tebliğlerle garanti altına alınmaya çalışılmıştır.

İş Güvenliği, farklı meslek dallarında çalışan işçi ve personellerin her türlü iş kazasına uğramasını engellemek, çalışanlara güvenlikli bir çalışma ortamı sunmak amacıyla alınması gereken tedbirler bütününü kapsar. En genel tanımıyla İş Güvenliği, hem çalışanların korunması hem de işletmelerin güvenliğini sağlamayı ve çevrenin korunmasını hedefleyen tedbirler bütünü olarak ifade edilebilir. İş Sağlığı ve Güvenliği, 4857 Kanunda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş; kanunda başta işveren ve işçilerin karşılıklı yükümlükleri olmak üzere, iş sağlığına ve güvenliğine aykırı bir durum söz konusu olduğunda işyerlerinin kapatılması ve durdurulmasından, İş Güvenliği kurullarına kadar birçok konu ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

İSG(İş Sağlığı ve Güvenliği)’nin temel düzenleme alanları

1)İş sağlığı ve İş Güvenliği konusunda işveren ve işçinin sahip olduğu karşılıklı yükümlülükler

2)İş sağlığı ve güvenliği konusunda devlete düşen sorumluluklar

3)İş sağlılığı ve güvenliği kurulları başta olmak üzere, işyeri hekimi, iş güvenliğini sağlamakla yükümlü mühendis ve teknik elemanlar vb. iş sağlığı ve güvenliği örgüt birimleri

4)Çalışma yaşantısında özellikle çocukların ve kadınların korunmasına yönelik olarak düzenlenmiş tedbirler

Ülkemizde İş Sağlığı ve İş Güvenliği düzenlenirken, farklı bilimsel kaynaklardan yararlanılmaktadır. Bu bilimsel kaynakların başında ise; Tıp, Ekonomi, Sosyoloji, Psikoloji ve Temel Mühendislik gibi İş Sağlığını ve çalışanların fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini koruyan temel bilim dalları yer alır. Çalışanların fiziksel bütünlüklerinin ve mesleki hastalıklardan korunmalarının yanı sıra, psikolojik ve ruhsal bütünlüklerinin korunmasına yönelik olarak da birçok kanun maddesine yer verilmiştir.

iş güenliği 3

Ülkemizde yaşanan iş kazalarına yönelik temel istatiksel veriler:

2010 yılında SGK tarafından yayınlanan istatiksel veriler, bu konuda ne kadar fazla düzenleme yapılırsa yapılsın, ülkemizde hala iş kazalarının ve meslek hastalıkların oldukça yoğun olarak yaşandığını bir kez daha gözler önüne serdi. 2010 yılı verilerine göre, ülkemizde, en fazla iş kazaları Kömür ve Linyit çıkarılması sırasında yaşanırken; çalışanların hayatlarını kaybetmesine sebep olan iş kazaları ise, bina inşaatı, bina dışı yapıların inşaatı, özel inşaat faaliyetleri ve kara ve boru hattı taşımacılığı gibi riskli meslek dallarında yaşandı. Ülkemizde birçok önlem alınmasına rağmen, günümüzde hala iş kazaları sonucunda hayatını ya da vücutlarının belirli bir uzuvlarını kaybeden işçi ve personel sayısı oldukça yüksek rakamlarda seyretmektedir.

2010 yılı istatiksel verilerine genel bir bakış atacak olursak, en fazla iş kazası yaşanan şehirler sıralamasında İstanbul’un ilk sırada yer aldığını, İzmir ve Bursa’nın ise İstanbul’u takip ettiğini söyleyebiliriz. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu 3 ilde yaşanan iş kazalarının oldukça fazla olmasında, ülkemizde bu illerde görülen sanayi fabrikalarının ve sanayileşme oranlarının diğer illerimize göre daha yüksek olması etkili olmuştur. En sık yaşanan iş kazaları ise başta iş makinelerin sebep olduğu kazalar olmak üzere, işçinin birden fazla cisim arasında sıkışması, cisim tarafından ezilmesi, işçinin dengesini kaybederek düşmesi vb. kazalar şeklinde görülmektedir.

Çalışanların ve personellerin iş kazası yaşamasına ya da mesleki hastalıklara yakalanmasına sebep olan en temel olumsuz faktörleri ise şu şekilde sıralayabiliriz.

1)Yoğun sıcak, kirli, gürültülü ya da nemli havada yaşamak

2)Göz, kulak vb. bedensel uzuvlarını oldukça yoran ortamlarda çalışmak

3)İşçilerin çalışma tempolarının oldukça yüksek ve çalışma sürelerinin oldukça uzun olması

4)Geceleri tutulan nöbetler ve vardiyalı(dönüşümlü) işler

5)İşçilerin oldukça ağır çalışma şartları altında çalışması

iş güvenliği

İş Güvenliği söz konusu olduğunda, iş kazalarını minimuma indirmek ve çalışanların fiziki ve ruhsal bütünlüklerini korumak adına hem işverene hem de işçiye birçok görev düşmektedir. Kanunlar, her ne kadar cezai yaptırımlar ile sorumluluğun çoğunu işverene yüklese de, işçilerin de kendi sağlıklarını korumak ve mesleki hastalıklara yakalanmamak adına üstlenmeleri gereken birçok sorumluluk bulunmaktadır.

İşverenlere düşen yükümlülükler:

Bütün işverenler, bünyesi altında çalışan işçilerinin ücretlerini yatırma ve işçilere yönelik eşit işlem yapma yükümlülüğüne sahiptir. Bunun yanı sıra, iş güvenliği konusunda birçok yükümlüğe sahip olan işverenler, öncelikle işçiyi korumak ve gözetmekle sorumludur.

1)İşveren, mesleki kazaları en aza indirecek İş Güvenliği önlemlerini zamanında almakla yükümlüdür. Bütün işverenler, iş kazalarına sebep olabilecek çevresel faktörler konusunda önlem alma ve işçileri bu konuda eğitime tabi tutma görev ve sorumluluklarına sahiptir.

2)İşveren, İş Güvenliği konusunda her türlü önlemi alırken, bütün araç ve gereçleri eksiksiz bulundurmak,  işçilerin iş güvenliği tedbirlerine uyup uymadıklarını kontrol etmek, işçilerin karşılaşabilecekleri mesleki riskler ve hastalıklar hakkında onları bilgilendirmek ve uyarmak, çalışanlarına gereken iş güvenliği eğitimini vermekle yükümlüdür.

3)İşveren, tehlikeli bütün durumların engellenmesi için sağlık ve güvenlik tedbirlerini almanın yanı sıra, ikaz, ödül ve ceza uygulamaları ile de işverenlere sürekli olarak İş Güvenliği konusundaki sorumluluklarını hatırlatmakla yükümlüdür.

4)İşverenler, işyeri sağlık ve güvenlik örgüt birimlerini oluşturmak ve işyerlerinde en az bir adet işyeri hekimi ve sanayi meslek dallarında ise en az bir adet iş güvenliği uzmanını bünyelerinde çalıştırmakla yükümlüdür. Bünyesinde iş güvenliği uzmanı bulundurmayan işyerleri, bu hizmeti sağlık ve güvenlik birimleri aracılığıyla da alabilir. Bütün bu önlemlere rağmen; işçilerden birinin sakatlanması, hastalanması ya da ölmesi durumunda, devlet tarafından işverenlere hukuki, cezai ve idari yaptırımlar uygulanmaktadır.

İşçilere Düşen Görev ve Yükümlülükler:

İşçiler, işveren tarafından verilen eğitimler doğrultusunda mevzuata uygun olarak; kendi sağlıkları için gereken önlemleri almakla yükümlüdür.

1)İşçiler, mesleki iş hayatlarında kullandıkları her türlü makine, tehlikeli madde, araç, gereç ya da cihazları düzgün ve doğru bir şekilde kullanmakla yükümlüdür.

2)İş Güvenliği için bütün işçiler, bütün güvenlik donanımlarını doğru kullandıktan sonra kullandıkları yere geri koymak ya da geri teslim etmek ile sorumludur.

3)İş güvenliği açısından tehlikeli bir durumla karşılaşan işçiler, bu durumu işverene ya da güvenlik temsilcisine bildirmeli ve duruma erken müdahale edilmesini sağlamalıdır.

4)İş Güvenliği mevzuatına uygun olarak tüm işçiler, teftişe gelen makamların belirttiği zorunluluklara uymalı ve bu konuda güvenlik temsilcisi ile işbirliği içerisinde hareket etmelidir.

5)Sağlık ve İş Güvenliği risklerinin önlenmesinde tüm işçiler, mevzuat uygulamalarına göre hareket etmeli ve İş Güvenliğine dair bütün usul ve talimatlara uymalıdır.

İş Güvenliği, ancak işçiler ve işverenler arasında gerekli işbirliğinin yapılması ve bu işbirliğinin devlet tarafından desteklenerek, kanunlarla garanti altına alınması şeklinde sağlanabilir. Bu konuda, bu 3 taraf, gerekli önlem ve tedbirleri alarak, işçi ölümlerinin önüne geçebileceği gibi gelecekte daha az iş kazalarının yaşanmasını da sağlayabilir.